gönderen Ryuga » 25 Eki 2013, 23:49
Arka Kapak:Doğan güneş karardığında,
Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde,
Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken'in zamanı gelmiş demektir. Görüşlerim:
Açıkça spoiler yazmadım ama spoilerdan hazzetmeyenler için gidişat hakkında spoiler verebilir. Okuma hevesinizi kesebilir.Kitap bir Grange kitabı ve Japonya ile ilgili olduğu için ilgimi çekmişti. Kitapta Fransa ve Japonya tespitleri, doğu-batı arasında kalmış karakterlerin iç dünyaları çok iyi anlatılmıştı. Zaten kitap bence bu kısıma ağırlık verilmişti zira hikaye bakımından eski okuduğum kitapları kadar iyi değildi. Sağlam bir kötü karakter yoktu ve bu sefer kötü karakteri daha olayların başında bize göstermeyi seçmiş Grange. Böyle olunca polisiye romanın heyecanı bir miktar kaçıyor. Tabii yine olayların nasıl ilerleyeceğini, nereye varacağını merak ediyorsunuz. Ama buna rağmen okurken beni çok şaşırtacak bir sürprizle pek karşılaşmadım. Ayrıca kitabın sonu yarıda bitti diyebiliriz. Tabii olaylar tamamlandı ama, o bitişin sonrasında neler olduğunu anlatması gerekirdi.
Kitabın sonuna dair görüşlerim -Okumayan kesinlikle bakmasın-
- Spoiler: Göster/Gizle
Son uyarı!!
- Spoiler: Göster/Gizle
Kitabın sonunda Passant Naoko'nun yanına gitti, orda bitti öyle. Ondan sonra ne oldu, o ceseti ne yaptılar -onu hiç düşünecek durumları yoktu, tekne geldi zaten binip gitmişlerdir-, bu olayı nasıl kapattılar, Passant ile Naoko'nun arası nasıl oldu -düzeleceğini sanmıyorum-, çocuklar ne oldu, Fransa'ya döndüler mi... Bu tarz soruların cevapları boşta kaldı.
Ayrıca Ayumi'nin durumuna üzüldüm desem yalan olmaz. Kız o kadar işkence görmüş, üstüne arkadaşı satmış, üstüne geri dönmüş öyle bir (iki) işini yaptırmış sonra bi daha satmış. Kızın zaten kendi sorunları var bir de. Kafayı yer tabii.
Bundan hemen önce okuduğum kitap: Alparslan - Çift Başlı Kartallar (Okay Tiryakioğlu)
Arka kapak:Tarihi romanlarıyla Osmanlı sultanlarının birbirinden değerli hayat hikâyelerini günümüz okuruna aktaran Okay Tiryakioğlu bu defa Selçuklu topraklarına uzanarak atalarımızın atası Alparslan'ı konuk ediyor sayfalarına. Ve serüven başlıyor!
Çağrı Bey önderliğindeki Selçuklu Devleti, Dandanakan zaferinin ardından gücüne güç katarak batıya doğru ilerlemektedir. Henüz yağız bir delikanlı olan Alparslan ise dövüş hocası olan yenilmez Korgan'dan aldığı eğitimle rüştünü ispatlayarak liderliğe doğru yükselir. Vatan aşkına sevda ateşi katan güzeller güzeli Selcen Kız'ı kaçırma planları yapılırken, devletin bütünlüğünü hırpalayan iç isyanlar da bir bir bastırılır.
Ve nihayet Anadolu'nun kaderini değiştiren Malazgirt Savaşı'nın vakti gelir. Alparslan ile Roman Diyojen'in tarihe mal olmuş bu destansı yüzleşmesine hazır olun. Görüşlerim:Kitap, Alparslan'ın çocukluğundan ölümüne kadarki zamanını Alparslan'ın gözünden, tarihi gerçeklere dayanarak, yazarın da eklediği sıkıcı olmadan bir roman havasında anlatıyor. Kurgusu güzel, anlatımı güzel bir kitap. Yalnız anlatım konusunda değinmem gereken bir şey var. Betimlemeleri çok abartı. Aslında bize -bana- buradan abartı geliyor olabilir ama, o dönemin -Selçuklu dönemi- Türkçe'si çok daha şiirsel, asil bir dildi. İnsanlar normal konuşmalarında bile şiirsel ifadeler kullanıyordu. Kitaptan bu anlaşılıyor ama, yazar en ufak bir duyguyu betimlemek için bile bir paragraf yazmış. Eski kelimeler de kullanınca, yer yer anlamakta zorlandım yazdıklarını. Eski devlet adamlarımıza meraklı olanlara kesinlikle öneririm. Ben diğer kitaplarını da okuyacağım Okay Tiryakioğlu'nun.
Şimdi okuyacağım kitap: Efsane (İskender Pala). Daha önce hiç bir kitabını okumadım ama bir süredir merak ediyordum bu yazarı. Bakalım nasıl olacak.
-
-
Ryuga
- -
-
- Mesajlar: 2371
- Kayıt: 01 Eki 2011, 13:40
- Konum: İstanbul
- Favori Animeler: Seirei no Moribito, GiTS, FMA: B
- Favori Mangalar: Claymore, Kingdom, One Piece
- Cinsiyet: Bay
-